Ali Aktaş

Türkiye’yi yeniden inşaa etmemiz mümkün mü?

İki büyük sorunumuz var; hukukun yokluğu ve kamplaşma. Hukukun Üstünlüğü sorunu bir sistem sorunudur. Toplumsal kamplaşma da öyle. Farklılıkları “özgürleşerek birlikte yaşamak” ilkesi çerçevesinde görmek ve herkesin kendini güvende hissettiği bir toplum için hukuk vazgeçilmezdir.

Kamuda; ehliyet ve liyakata dayalı bir sistem, sosyal hayatta; şeffaf ve denetlenebilir sivil toplum, ve hepsinin üstüne de güçlü bir hukuk sistemi inşa edemediğimiz sürece sorun deryasında boğulmaya devam edeceğiz. Esasen bu mesele bütün içinde bir parçadır. Bizim temelde sistem tartışması yapmaya ihtiyacımız var. Bürokraside “ehliyet ve liyakat” toplumsal ilişkilerde “saygı, merhamet ve empati” eğitimde “ahlak ve nitelik” her alanda “mutlaka adalet” üzerine ciddi bir değişime ihtiyaç var.

Türkiye’de aydınların ve siyasetçilerin çok ciddi biçimde sistem tartışması yapması gerekiyor. Bizdeki hatalar bir başka demokratik ülkede olsa akil insanlar adli ve idari sistemin aksayan yönleri üzerine kafa yorarlar. Bizde ise tam aksine herkes susuyor ve işler kötüye gidiyor.

Kendi kendimizi kandırmayalım; sağlıklı bir sistem ve hukuk düzeni inşaa edemediğimiz sürece bir sonraki iktidarın da bozulma yaşayacağı açıktır. İnsanların vicdan ve merhametlerine bırakılan bir ülke olamaz, olmamalıdır. Ahlak ve vicdan önemlidir, çok önemlidir öte yandan müeyyide koyucu ve uygulayıcı bir hukuk düzeninden mahrum kaldığımız sürece adamına göre değişen adalet anlayışını yaşamaya devam edeceğiz.

Peki bütün bunlar kim sağlayacak?

Seçmen, birey, vatandaş, halk.

O halde itiraz edebilen bireyler olmak zorundayız. Bireyin zihnini ipotek altına alan her türlü vesayeti reddetmek zorundayız. Bizde “bizdendir” diye itiraz edilmeyen hususlar gün gelip başımıza büyük gaileler açmaktadır. Yaşadığımız şey bir bumerang olarak başımızdadır.

Ali Aktaş

Ahlak, Adalet, Özgürlük, Ekmek için çalışacağız. Eş, Baba, Oğul, Kardeş, Avukat.

Yorum Ekle